4 Aralık 2008

dipnotlar

.

* önce Kader Sokak vardı; balkondan bir piyano sonatının günbatımı ışığında alıştırmaları, sonra gece.

* eski bir valiz; İlmiye Hanım’ın genç kızlığından.

* aynı batımda ikiz olmayan kediler, masadan iskemleye, iskemleden askılığa aynı anda geçtiler.

* annem ütü yapmayı sevmezdi.

* dil virüstür.

* “Die Welt wird durch das Sieb des Wortes gestrebt.” (“dünya sözün süzgecinden geçirilir.”)

* insan kendi kendinin zaman içindeki dipnotur.

* kişi (tek insan) ölüm ânının bilincine sahip olabilmesi sayesinde, yaşadığı anların bilincine sahip olur.

* masadan biri kalkıp gitti kapıyı vurarak.

* ötekiler duraladılar ağırlık noktası seçme üzerine, masadan


* masadan ikisi kalkıp gitti, kapıyı usulca kapadılar.

* ağırlık seçmede hafiflik esti kafede.

* masada üçü oturdular, sigara paketlerinin kapaklarıyla oynamayı sürdürürken parmaklar.

* kedi, boş alanda yalnız kendi gördüğü avının üstüne hızla atıldı, Miles Davis’in parmakları devinirken, sıkıntı.



(1995, O. A., M.ve N. ile, bir de Herr K. Kraus)

Hiç yorum yok: